1 Eylül Dünya Barış Gününde Bir Kez Daha Haykırıyoruz: Savaşa HAYIR!

1 Eylül Dünya Barış Gününde Bir Kez Daha Haykırıyoruz:
Savaşa HAYIR! 


         İnadına Barış, İnadına Kardeşlik! 
         Bugün takvimler 1 Eylül 2015’ü gösteriyor. İnsanlık tarihinin bugüne kadar gördüğü en kanlı savaş olarak hafızalarda yer eden İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı gün olan 1 Eylül 1939’un üzerinden tam 76 yıl geçti. Emperyalist güçler arası bu bölüşüm savaşı ardında 50 milyondan fazla hayat ve bir o kadar da sakat insan bıraktı. 

         Ancak bunca yıkıma ve göz yaşına rağmen yine savaşlar ve çatışmalar dünyanın her yerinde tüm vahşeti ile devam ediyor.

         Kendilerine iyi diyen emperyalistler, Küresel sermayenin ihtiyaçlarına uygun ekonomik ve siyasi projelerini hayata geçirmek için her yolu denemekten geri durmuyorlar.  Amaçlarına ulaşmak için farklı milliyetlerden, etnik kimlik ve mezheplerden halkları birbirine düşman etmeye, dünyayı kana bulayan katliamlara imza atmaya devam ediyor. Bölgesel bölüşüm savaşlarına ve ardında bıraktığı acılara her gün bir yenisi ekleniyor. Savaş tehdidi, emperyalist işgal politikaları, milliyetçi-şoven-mezhepsel saldırganlık tüm dünyada ve Ortadoğu’da öncelikli gündem haline gelmiş bulunuyor. Hemen yanı başımızdaki Suriye, Irak, Filistin,  başta olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyası adeta emperyalizmin adı konulmamış “yeni paylaşım savaş” alanına çevrilmiş durumda. 
         Ülkemiz de ise Kürt Meselesi’nde son 30 yıllık çatışmalı süreci sonlandırma umudunu içinde barındıran  Çözüm Süreci, Hükümet ve HDP temsilcileri arasındaki görüşmede açıklanan “Dolmabahçe Mutabakatı” ile önemli bir eşiğe ulaşmış, sorunun çözümü adına ümitleri arttırmıştı. Kısa bir süre sonra gerçekleşen 7 Haziran Genel Seçimleri, ülke tarihinin en geniş kapsamlı temsiliyetini meclise taşırken 20 Temmuz’da gerçekleşen Suruç Katliamı ve arkasından Ceylanpınar’da iki polis memurunun evlerinde öldürülmeleri üzerine 90’lı yılları aratmayan yeniden bir şiddet sarmalı etrafımızı sarmıştır. 
         Temmuz ayıyla beraber başlayan çatışmalarla birlikte; muhalif siyasetçilere karşı gözaltı ve tutuklamaların yeniden başladığı, askeri jetlerin PKK hedeflerine bombalar yağdırdığı, sivil araçların ateşe verildiği, çatışmaların sivil yaşam alanlarına taşındığı, mahallelere hendeklerin kazıldığı, güvenlik bölgesi ismiyle OHAL’in geri geldiği, milletvekillerinin seçim bölgelerine alınmadığı, sivillerin yaşam alanlarını terk ettiği ve yaşamlarını yitirdiği, güvenlik görevlilerinin ve PKK mensuplarının ailelerinin evlerine yeniden ateşlerin düşürüldüğü, çatışma dilinin ve savaş koşullarının toplumu önü alınamaz şekilde ayrıştırmakta olduğu zorlu bir süreci yaşamaya başlamış bulunmaktayız.
Yaklaşık 2 yıl süren çözüm sürecinde kat edilen bütün mesafelerden geri dönüldüğü ve çatışmaların eski şiddetinden daha yoğun olarak sürdüğü bu manzaranın bir gün kurulacağı kesin olan barış ortamında taraflar arasındaki uçurumu büyütmekten, toplumsal bütünlüğümüzü zedelemekten başka bir işe yaramayacaktır. Geleceğimizin el birliği ile tehlikeye atılması endişesi ve tarihsel sorumluluğumuzun gereği olarak savaşın yükseltilmesinin ülkemizde ve bölgemizde yer alan hiçbir kesime kimseye bir şey kazandırmayacağını tüm taraflara yeniden hatırlatmayı gerekli görüyoruz.
         Adıyaman BARIŞ İNSİYATİFİ OLARAK;  PKK tarafına 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde  ateşkes ilan etme ve silahlı eylemleri sonlandırmaya ve  alıkoyduğu sivilleri serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz.
         Devlet yetkililerini de, açıklanan bu ateşkese eşzamanlı bir biçimde olumlu cevap vererek askeri ve adli tüm operasyonları sonlandırmaya çağırıyoruz. Ayrıca Çatışmalarda hukuk dışına çıkan, meskun mahalde PKK mensubu-sivil ayrımı yapmadan ve hedef gözetmeden, ağır silahlarla yapılan müdahalelerde sivil ölüm ve yaralanmalarla ilgi etkin ve kapsamlı bir soruşturma yürütmek devletin hukuki sorumluluğundadır. Devlet yetkililerinin çatışmasızlık ortamının tesisi için sorumluluk almaları gerekliliğinin altını bir kez daha çiziyoruz.
         Savaş ortamının yerini barış ve müzakerelere bırakabilmesi için İmralı’da mahpus bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın müzakere edebilecek koşullara kavuşturulmasının acil ve hayati bir gereklilik olduğunu belirtiyoruz. Ayrıca taraflara, ülke içindeki dinamiklerden oluşan bir “izleme heyeti” ya da “üçüncü göz”ün kurulmasının müzakere sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için büyük önem taşıdığını yeniden hatırlatıyoruz.
          Silahın, sivil siyaset üzerinde vesayet oluşturma teşebbüslerinin demokratik ortama zarar verdiğini hatırlatıyor, sivil siyaset üzerinde vesayet oluşturma teşebbüslerine karşı çıktığımızı ve buna rıza gösterilmemesi gerektiğini vurguluyoruz. Her iki taraftaki karar alıcıları sorumluluk alarak toplumun barış istemine uygun davranmaya davet ediyor, çatışmalarda ortaya çıkmış bütün hak ihlallerini kınıyor ve hayatını kaybeden tüm tarafların ailelerine başsağlığı diliyoruz.

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2015-09-01
Okunma Sayısı : 1376
Şube ve Temsilcilerimiz
adiyaman
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - Mazlumder / Adıyaman Şubesi
Adres: Yavuz Selim Mah. Atatürk Bulvarı No 209/4 Adıyaman
E-posta: adiyaman[a]mazlumder.org | Telefon: | Faks:

Ziyaretçi Sayımız : 4477763